Makale
Kuran`a Göre BEŞER OLAN PEYGAMBER TASAVVURU
Peygamberimizi, Kuran`ın bize tanıtmış olduÄŸu örnek ve üstün insan gerçeÄŸinden uzaklaÅŸtırarak,örnek alınması mümkün olmayan insanüstü bir varlığa dönüÅŸtüren,Kuran ayetlerinden haraketle ortaya koymuÅŸ olduÄŸu gerçek sünnetini özünden uzaklaÅŸtırarak saptıran dinin bilgi kaynağını kirletip çarpıtan ve türlü iftiralar ile itibarsızlaÅŸtıran rivayetler ile yüzleÅŸmemiz zorunludur.
Hz. Muhammed anılmayı deÄŸil, anlaşılmayı hak eden bir ulu önderimizdir.
Ä°frat, tefritarasında, alaka ve sevgilerinde ölçüyü kaçıran insanlarda,maalesef çoÄŸunlukta.Onun terini,hacamat kanını,tükürüÄŸünü hatta idrarını diÄŸer insanlarınkinden farklı ve özellikli gören, onun beÅŸerin her türlü maddi v tabii ihtiyaçlarından münezzeh adeden son derece yanlış kanaatler de oluÅŸmuÅŸtur. Malum kesimlerin bu husustaki hezeyanlarını saymakla bitiremeyiz.
Ä°slam dini, Allah`ın gönderdiÄŸi dindir. Ä°lk peygamberi Hz. Âdem`dir. Arada Allah`ın Kuran`da isimlerini andıkları ve anmadıkları dahil tam sayısını bilmediÄŸimiz birçokpeygamberi, ilkini takip etmiÅŸ ve nihayet Hz. Muhammed ile de peygamberler halkası tamamlanmıştır. Hepsinin tebliÄŸ ettiÄŸi din islamdır ve tevhid dinidir. Hepsi bir olan Allah`ın elçisidir. Kendilerine bildirilenlere uyan ve içinden çıkarıldıkları toplumları kendileriyle gönderilenlerle inzar eden, müjdeleyenve korkutanlardır. Kendilerine gönderilenler konusunda, kendilerine itaat edilmesini talep edenlerdir. Peygamberler kendileriyle gönderilenlere ilk itaat edenler olduklarından, kendilerinin itaat ettiklerine itaate davet etmeleri kadar doÄŸal bir ÅŸey olamazdı.
Kuran penceresinden peygamber baÅŸlığı birçok konuyu kapsamaktadır. Çünkü Kuran`ı Kerimde Hz. Peygamber kadar hakkında bilgi verilen ikinci bir ÅŸahıs yada peygamber bulunmamaktadır. DolayısıylaHz. Peygamberin Kuran`da verilen tüm görüntüleri birçok yönünü ortaya koymaktadır.
Son derece duygulu, arkadaÅŸlarınadüÅŸkün, fakir ve yoksulu gözeten, çocuklarıseven, yetimlere hassasiyet gösteren, ümmetin derdiyle hemdert olan bir peygamber portresini görebiliriz. Sosyo psikolojik açıdan son derece ilgi çekici tahliller çıkarılabilir.
Kuran`da Hz. Peygamber iki üst baÅŸlıkta ele alınmakta ve onun hakkında anlatılan her ÅŸey bir ÅŸekilde bu baÅŸlıkların altında sıralanmaktadır. Bunlardan ilki bir beÅŸer olan peygamber Muhammed ikincisi ise bir peygamber olan beÅŸer Muhammed`dir.
Hz. Peygamber her ÅŸeyden önce bir elçidir. Kendisine verilmiÅŸ bir nimettir. Elçi yani resul, tasarruf hakkı olmaksızın, birisinin sözünü olduÄŸu gibi bir baÅŸkasına bildiren kimseye denilmektedir.
Elçiler olaÄŸanüstü kiÅŸilerden seçilmezler. Allah`ın kullarına gönderdiÄŸi insanlar, gönderildikleriinsanlargibidirler. Ä°nsanlar,özellikle Allah`ın elçilerini kendilerinden farklı görmeye meyilli olmalarına raÄŸmen Allah insanlara hep kendileri gibi birini elçi olarak göndermeyi, terk etmediÄŸi bir sünnet[adet]olarak benimsemiÅŸtir. Gerekçesinde {Deki, EÄŸer yeryüzünde uslu uslu yürüyen melekler olsaydı elbette onlara gökten bir meleÄŸi elçi olarak gönderirdik.} [Isra 17-95]diyerek açıklamaktadır. Allah’ın elçileri kendilerine gönderilen insanlar gibidirler. {Yemek yerler, çarşılardagezerler}[Furkan 25-25]GönderdiÄŸi elçilerin yiyip içmeye ihtiyaç duymayanlardan ya da ölümsüzlerden olmadığı[Enbiya 21-9]nı,güzel ÅŸeylerden yiyip yararlı iÅŸler yapmakla öÄŸütlendikleri {müminun 23-9}ni rahmandan baÅŸka tapılacak tanrılar olmadığı [zuhruf 43-45]nı bildirmekle gönderildiklerini biliyoruz.
Elçilerin görevlerine ihanet etmeleri halinin cezalandırmayı mucip olduÄŸunu da biliyoruz. Elçinin kendisine yüklenilen görevi yerine getirmemesi ya da ona bir ÅŸeyler katması halinde ÅŸiddetle cezalandırılacakları [hakka 69-44-46] Allah katından bildirilmektedir. Bu cezaya hiç kimsenin engel olamayacağı [hakka 69-47]da eklenmektedir.
Kendilerine elçi gönderilmiÅŸ olanlara sorulacağı gibi, elçilerede elçiliklerini yapıp yapmadıkları sorulacaktır. {Elbette kendilerine peygamber gönderilen kimseleri de gönderilen peygamberleride mutlaka sorguya çekeceÄŸiz.} [Araf 7-6]
Elçi olarak gönderilen peygamber korunmuÅŸtur. Kendisine yüklenen elçilik görevini yerine getirmeyi saÄŸlamak elçi gönderene aittir. Elçi ile bildirilenin kaybolmaması, eksilmeyiparttırılmaması, yanlış veya fazla olarak söylenmemesi konusunda elçi korunmuÅŸtur. {Acele etme onun senin kalbine yerleÅŸtirecek olan biziz} [kıyame 75-16-17]denilmesinde bu yüzdendir.
DiÄŸer yandan , yiyen ,içen çarşılarda dolaÅŸan ,insanlarla konuÅŸan,acıkan,susayan,uykusu gelen, kaybolan devesinin yerini bilemeyen, yarın başına ne iÅŸ geleceÄŸini bilmeyen, endiÅŸeduyan, mahÅŸerin dehÅŸetinden ürperen,hesap gününü düÅŸünen,öz kızına, vallahi baban senin için bir ÅŸey yapamaz diye öÄŸüt veren, bir varlık olaninsan elçiler{Allah`ın insanlardan seçtiÄŸi elçiler},diÄŸer insanlar gibi hasta olurlar,uyurlar,ibadet ederler, namazkılarlar, hanımlarıyla muaÅŸeret ederler,oruçtutarlar, yemekyerler, savaÅŸtayaralanırlar. Uhud savaşında Rasulullah`ın yanağından yaralandığını birkaç diÅŸinin kırıldığını biliyoruz. Yani Allah`ın elçileri uyduruk [hayal mahsulü] KiÅŸiler veya kiÅŸilikler deÄŸildir. Gerçek kiÅŸiler ve insanlardır. [De ki bende sizin gibi biriyim] [enam 6-130]
Ayrıca ÅŸu ayetleri de dikkatlice okuyalım ve düÅŸünelim. {Enam 6-89, Ä°brahim 14-11, mümin 40-15, Yusuf 12- 109, nahl 16-45, Ali Ä°mran 3-79-80, Neml 27-45, Enbiya 21-9, Furkan 25-20}
Allah
`ın peygamberlerinin insanlardan seçilmiÅŸ olması o peygamberlerin kabul görmemesinde baÅŸlıca amil olmuÅŸtur. Ä°nsan olmaları nedeniyle elçiliÄŸine itiraz edilmiÅŸtir. Kendileri gibi insan olandan nasıl olurda Allah elçi seçer diye kabule yanaÅŸmamışlardır. {Kendilerinin konuÅŸtuÄŸu dili konuÅŸan kendileri gibi yiyip içen, çarşılarda pazarlarda dolaÅŸan, altından inciden köÅŸkleri olmayan, meleklerden muhafızları bulunmayan elçi, elçi olarak kabul edilmemektedir.
{Deki ben peygamberler içinden bir tür bana ve size ne yapılacağınıda bilmiyorum yalnız bana gönderilen vahye ittiba ediyorum ben baÅŸka deÄŸil açık bir uyarıcıyım.} [Ahkaaf 46-9]
Hz. peygamberin peygamber olması ilahi seçimle olunca hayatının baharında kendisinde olaÄŸanüstülüklerin olduÄŸu çocukken çeÅŸitli muazeler gösterdiÄŸi doÄŸumunda harikulade hallere ÅŸahit olduÄŸu ÅŸeklindeki tarihi rivayetlere itibar edilmemesi gerekir. Çünkü kuran ÅŸu hakikati söylüyor {Sen kitabın sana vahyolunacağını ummuyordun bu ancak rabbinden bir rahmet olarak gelmiÅŸtir. O halde sakın kafirlere arka çıkma} [kasas 28-86]
Önemli olan bir peygamberin peygamber olmadan öncede dürüstlüÄŸü, yardım severliÄŸi, insanlığı ile toplumda temayüz etmesidir.Nitekim,salih peygambere kavmi ÅŸöyle hitap etmiÅŸtir. {Ey salih sen önceleri aramızda büyük umutlar beslenen biriydin. Åžimdi bizi atalarımızın kulluk ederek geldikleri ÅŸeylere tapmaktan mı alı koyacaksın. DoÄŸrusu ÅŸu ki bizi çağırmakta olduÄŸun davet hakkında ciddi kuÅŸkular içindeyiz.} [Hud 11-62]
Nitekim Hz. Muhammed`de bunu ifade etmek üzere kavmine {Gerçek ÅŸu ki ben vahiy gelmeden önce bir ömür boyu aranızda bulundum hal böyleyken yine de aklınızı kullanmayacak mısınız} [yunus 10-16]demekteydi. MüÅŸrikler davasına kuÅŸku ile baktıkları hatta reddettikleri bir peygamberin kiÅŸiliÄŸine en ufak bir itirazda bulunmamıştır.
Hz. Peygamber bizzat kendi aÄŸzından beÅŸer olduÄŸunu sıklıkla haykırır, kimi zamanda ilahi ikaz ile beÅŸer olduÄŸunu söylemesi emredilir. {De ki ben yalnızca sizin gibi bir beÅŸerim ÅŸu var ki bana ilahınızın sadece bir ilah olduÄŸu vahyediliyor} `{kehf 18-110} Hz. Peygamber son nefesine kadar Allah`a en fazla ÅŸükredip ibadet eden kul olma gayretindeydi o da sürekli kulluk makamındaydı. {De ki eÄŸer haktan saparsam kendi aleyhime sapmış olurum. EÄŸer doÄŸru yolu bulursam bu da rabbimin bana vahyettiÄŸi [kuran] sayesindedir. Åžüphesiz o iÅŸitendir, pek yakındır.} [Sebe 34-50]
Kuran`a göre her peygamber aracılık ettiÄŸi dininde ilk Müslümanı olmakla emrolunmuÅŸ her peygamber bu emre kayıtsız ÅŸartsız riayet etmiÅŸtir. Hz. Peygamber `in büyüklüÄŸü tartışılmaz bir hakikattir. Ancak bu büyük zatın ümmetine örnekliÄŸi peygamberliÄŸi deÄŸil, kulluÄŸudur. Bu sebeple müminler onu taklit etmez, örnek alırlar. Taklit körü körüne baÄŸlılıktır, örnek almak bilinçli bir tercihtir, akıllıca bir baÄŸlılık ve üretken bir uygulamadır. Bizden istenende onun peygamberliÄŸine iman, kulluk yönüne ittibadır.
Kuran, Hz. Peygamberin vahye muhatap olması ona bir takım olaÄŸanüstü kazanımlar saÄŸlamadığını açıkça ifade eder. {De ki, ben Allah`ın dilediÄŸinden baÅŸka kendime herhangi bir fayda veya zarar verecek güce sahip deÄŸilim. EÄŸer ben gaybı bilseydim elbette daha çok hayır yapmak isterdim ve bana hiçbir fenalık dokunmazdı. Ben sadece inanan bir kavim için bir uyarıcı, müjdeleyiciyim.} [Araf 7-88]
Kuran`da Hz. Muhammed`in beÅŸer yönüne iÅŸaret bir baÅŸka hususta onu sıkıntıya sokan durumlarda kimi zaman sıkıntısının çok geç hafifletilmesidir. ÖrneÄŸinifk hadisinde büyük bir iftiraya maruz kalan Hz. AiÅŸe`nin aklanmasını herkesten fazla peygamber istemiÅŸ olsa da bu beklentisi uzunca bir süre gerçekleÅŸmemiÅŸ ve bir hayli sıkıntılı günler geçirmiÅŸti.
Kuran`da peygamberi kınayan [itab] ayetlerin bulunması,kuranın Allah kelamı olduÄŸunu gösterdiÄŸi gibi peygamberimizin aciz bir kul oluÅŸunu ve onunda hatalar yapabileceÄŸini k bunlar vahiy ile düzeltilir gösterilmektedir. Abese suresinde bir amaya yüzünü ekÅŸitmesi ağır sözlerle eleÅŸtirilir. {Yanına kör kimse geldi diye yüzünü asıp çevirdi. Ne bileceksin belki o arınacak yahut öÄŸüt alacak da aldığı bu öÄŸüt kendine fayda verecek} [abese 80-104]
Kuran birçok konuda olduÄŸu gibi peygamberlik konusunda da ikili bir anlatım tarzı benimser. Bunun sebebi, insanlardaki algılama sorunlarıdır. DoÄŸrusu insanlar çoÄŸu zaman kitaplarda var olanı deÄŸil görmek istediklerini okurlar.Ä°nsanların kendi zihin ve ruh dünyasında bir peygamber portresi oluÅŸturmaları ve bu portreye uyum gördükleri renk ve desenleri peygamberlerine yakıştırmaları her zaman için mümkündür.inandığı peygambere harüküladelikler ve beÅŸer üstü vasıflar vermek ihtimal dahilindedir. Ne yazık ki …
Ä°ÅŸte bu yanlış peygamber anlayışının önüne geçmek için Allah, Kuranda muhkem ayetlere yer vermiÅŸtir ki önceki toplumlarda olduÄŸu gibi islam toplumlarında da benzer sapmalar, yanlışlıklar yaÅŸanmasın. Yanlış peygamber tasavvusunun önüne geçilsin, sahih peygamber inancı korunsun.
{Kip nedir, iman nedir bilmeyen kulu} [sura 42-52] bu kitabı ve imanı öÄŸreterek, insanlara elçi gönderen o`dur. {Ne yapacağını bilmez halde bulduÄŸu kuluna doÄŸru yolu gösteren o`dur}[duha 937] ve peygamberin teslim olduÄŸu [Ä°slam olduÄŸu ]da o `dur.O`nun kitabıdır. Peygamberinin riayet etmeye çağırdığı önce kendisi uymuÅŸtur o kitaba ve sonra da insanlara uyarmaya çağırmıştır.
Velhasıl, Hz. Peygamber hayattayken, farkına varabildiÄŸi kendisi hakkında ki zaafları, yakıştırmaları, görüÅŸleri hep düzeltmeye çalışmış bu meyanda kendisininde bu vasıfları ile diÄŸer herhangi bir insandan farklı olmadığını daima vurgulamıştır.
Ne var ki, ÅŸirkin en koyu ÅŸeklinden henüz kurtulan bir toplumda, peygamberlerinin beÅŸeri yönünü yinede farklı anlayacak ona bir çok özellikler atfetmeye meyledecek bir düÅŸüncenin sahiplerinede her zaman rastlanacaktır…
Mustafa ÅŸimÅŸek
Haziran 13, 2019 PerÅŸembe 10:38
Kulluk nasıl yapılır Rasulden öğrendik.Obizim tek önderimizdir.yüreğine sağlık.
Hüseyin Yıldırım
Haziran 08, 2019 Cumartesi 00:17
Hz Peygamber anılmayı değil anlaşılmayı hak eden bir ulu önderimizdir.Yüreğine sağlık hocam.